Ruanda Katliamı sonrasında tüm ailesini kaybeden bir çocuğun çaresizliği. Credit: Jan Grarup |
6 Nisan 1994 tarihinde başlayan Ruanda Katliamı'nda tüm ailesini kaybeden bir çocuk, sevdiklerinin hemen yanında çaresizce ağlıyor.
Kozmopolit bir ülke olan Ruanda'da Tutsi ve Hutu adında iki farklı etnik grup vardır. Aslında birbirine çok benzeyen ve yıllarca dostluk içinde yaşamış bu iki grup Belçikalı şirketlerin rekabet politikaları yüzünden birbirine düşman olmuştur. Tutsiler ve Hutular arasındaki düşmanlık Ruanda'nın 1962 yılında bağımsız olmasıyla siyasi bir boyut kazanmış, Ruanda Katliamı'nın ilk tohumları sert siyasi söylemlerle atılmaya başlanmıştır.
6 Nisan 1994 tarihinde bir Hutu olan Ruanda devlet başkanının uçağının düşmüş, bazı siyasetçiler ve gazeteciler bu olaydan Tutsileri sorumlu tutmuştur. Bunun üzerine fanatik ve partizan Hutulular sokağa çıkarak her Tutsileri öldürmeye başlamış, köyler basılmış ve yakılmış, Tutsi mülkleri yağma edilmiştir. Olayların sonucunda
- Hutular 2 ay içinde 800,000 ila 1 milyon arası sivili öldürdü.
- Soykırımdan sadece 300,000 ile 400,000 arasında kişi kurtulabildi.Soykırımın 100 gününde 250 – 500,000 kadına tecavüz edilmiştir.
Yaklaşık iki ay süren katliamı ülkede bulunan Birleşmiş Milletler Barış Gücü son saniyeye kadar sadece izlemiş, 2015 yılında Ban ki-Moon katliamı durdurma gücü varken izlemeyi tercih eden BM adına, tüm dünyadan özür dilemiştir.
Tavsiye: Hotel Ruanda, Ruanda Katliamı'nı iyi anlatan filmlerden biridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder